EN
What are you looking for ?

Dünyanın dört bir yanında, 40’tan fazla ülkeye insani yardım faaliyetleri düzenleyen Yeryüzü Doktorları olarak 2013 yılında, Somali Şifa Hastanesi’ne iki ayda bir gönüllü sağlık ekiplerimizi gönderiyorduk. Somali Şifa, yerel personelle Türkiye’den gelen ekiplerin çok iyi anlaştıkları, epey de randıman aldığımız bir hastaneydi. 2013 yılı Nisan ayında, Somali’ye giderek dudak-damak yarığı gibi rahatsızlıkları tedavi eden plastik cerrahlarımızın 5-6 gün çalıştığı bir kamp programımız oldu.

Bizler bölgeye daha gitmeden, Afrika’daki diğer ülkelerde de yaygın olduğu şekilde, radyo yayınıyla gelecek ekibin duyurusu yapıldı. Duyuruda Türkiye’den gelecek doktorların hangi tarihte, hangi hastanede tedavi yapacakları, tedavinin ücretsiz olacağı ve ihtiyacı olanların gelebileceği bilgisine yer verildi. Radyo kullanmak bölgede çok yaygın bir alışkanlık olduğu için bu duyuru sadece başkente değil kırsal bölgelere de ulaştı. Hastane 1-2 günlük mesafeden gelen çok sayıda hastayla dolup taştı. Bu hastalara, çevrelerinden duyup gelenler de eklenince kamp sonlarına doğru epey bir yoğunluk yaşandı.

Türkiye’ye dönmek üzereyken tek bir hasta için Somali’de kaldık.
Kampın son günü, Türkiye’ye dönmek üzere hazırlanıyorduk, uçağımızın kalkışı için 2 saatimiz vardı. Hastane bahçesinde bir kadın ve yanında getirdiği küçük çocuğunu gördük. Anestezi uzmanımız, gönüllü doktor ve proje yöneticimiz hep birlikte kadın ve çocuğun ameliyat için geldiğini anladık. Durumu acilen müzakere ettik. Gönüllü doktorumuz, proje yöneticimize “Ameliyat etmezsek ne olur?” diye sordu. Proje yöneticisi arkadaşımız daha önce o bölgede bulunduğu için oradaki imkânları biliyordu. Bu yüzden, Somali’de plastik cerrahi uzmanının olmadığını, bizim gibi uzman ekiplerin de 3-5 yılda bir ancak gelebileceğini söyleyerek, hastanın ameliyat edilmezse bu şekilde uzun süre kalmak zorunda olacağını ekledi. Ayrıca uzman ekiplerin bölgeye gelecek olsalar bile hasta kadının bu duyurudan haberinin olmaması ihtimalini düşünmek, bizleri harekete geçirdi.
Karar verdik. Kalacaktık. Çok uzaklardan gelen hasta için hemen hazırlıklara başladık. Ameliyathanenin hazırlanması 1-1,5 saat, ameliyatın kendisi de 1 saat sürdüğünden ameliyat bittiğinde uçağın kalkmış olacağı belliydi. Ne yapacağımızı düşünürken, Türk Hava Yolları’na ve elçiliğe durumu haber vermeyi kararlaştırdık. THY ve elçilik, uçağı bekletemezlerse sonraki uçakla gitmeyi aklımıza koymuştuk.
Bizi bekleyen uçak yolcularının kadirşinaslığı duygulandırdı.
Gönüllü doktorlardan oluşan ekibimiz hep birlikte ameliyathaneye girdi, steril kıyafetlerini giyerek tekrardan bir kişi için hazırlandılar. Ameliyatı bitirdiklerinde, hızlıca giyindiler ve uçağın bizi bekleme ihtimaliyle yola koyulduk. Havaalanına geldiğimizde uçağın hâlâ beklediğini gördük. Aksilik gibi Somali’de 2-3 kapıdan geçerek uçağa ulaşma prosedürü bize daha da vakit kaybettirdi. Yaklaşık 300 yolcuyu uçağın içinde iki buçuk saat bekletmiş olmanın mahcubiyetiyle uçağa adım attık. Uçağa girerken, pilota ve girişteki yolculara mahcubiyetimizi ifade ettik. Tam o esnada pilot yolculara İngilizce ve yerel dilde şu şekilde anons yaptı: “Sayın yolcularımız iki buçuk saat boyunca bizleri bu koltuklarda bekleten kahramanlar geldi işte. Türkiye’den Somali’nin Mogadişu şehrinde ameliyatlar yapmaya gelen, kampları bitmesine rağmen, hastaneye geç ulaşan bir hasta için tekrardan hazırlık yapıp onun ameliyatını gerçekleştirdiği için bizleri bekleten kahramanlar karşınızda!”

Bir anda uçaktaki tüm yolculardan alkış ve nida sesleri yükseldi. Çok şaşırdık, duygulandık.
Uçak gitseydi bir gün sonra uçak bileti alıp dönmek ağır bir şey değildi elbette ama Türkiye’de çalıştığımız hastaneden izin alıp gelmek ve orada bizleri beklediğini bildiğimiz hastaları düşünmek sorumluluğumuzu daha da artırıyordu. Biz bu sorumlulukla hareket ederken yolcuların bizlere gösterdiği kadirşinas davranış, gönüllülük işinde doğru yolda olduğumuzu bir kez daha kanıtlamış oldu. Ameliyatı gerçekleştirilen çocuğun mutluluğundan mı, bir uçak dolusu insanın gösterdiği ilgilinin ve anlayışın coşkusundan mı bilmiyorum ama o an iyi insanlar oldukça umut hep olacak diye düşündüğümü çok iyi hatırlıyorum…