Suriye’de 10 yıldır süren savaş nedeniyle yüz binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan ise yerinden edildi. 13 milyon insanın ihtiyaç halinde olduğu bölgede, temel sağlık hizmetlerine erişim de oldukça güç durumda. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, Suriye’de hastanelerin yüzde 51’inde, halk sağlığı merkezlerinin de yüzde 52’sinde hizmet verilemiyor, yaklaşık 10 milyon insan sağlık yardımına ihtiyaç duyuyor. Yeryüzü Doktorları olarak savaşın ilk gününden beri bölge halkına yardım ulaştırıyoruz.
Suriye insani krizinin ilk gününden beri Suriyelilerin yanında olduk.
Suriye’ye sağlık yardımları kapsamında ilk olarak hastaların sağlık durumunun aciliyetine ve ciddiyetine göre gruplandırılması için Triaj Merkezi oluşturduk ve gönüllü sağlık ekipleri gönderdik. Hastanelere ilaç, medikal malzeme ve ekipman sağlayarak bölgede sağlık sisteminin desteklenmesinde rol aldık. Kadın ve çocukların yetersiz beslenme nedeniyle oluşan sağlık sorunlarını önleyebilmek için Doğu Guta bölgesinde beslenme sağlığı programı uyguladık. Haremeyn kampında, klinik açarak Suriyelilere birinci basamak sağlık hizmeti verirken, Suriye Yamadı Hastanesinin ekipman eksiğini ve işletme giderlerini karşıladık. Savaşın izlerinin Türkiye’ye yansıması ile 2012’de açtığımız Hatay Yayladağı Sağlık İstasyonunda 2016 yılına kadar dâhiliye, aile hekimliği, fizik tedavi ve diş polikliniği hizmeti sunduk. Şırnak, Batman ve Diyarbakır’da kurulan sağlık istasyonlarında da hizmet verdik. İstanbul’da Fatih Kliniğinde 3 yıl boyunca muayene, laboratuvar hizmeti ve ilaç desteği sağlarken, Marmara Ege Mülteci Sağlığı Projesi kapsamında da İstanbul ve İzmir’de açılan kliniklerde ve İzmir’de yer alan mobil ekipler ile muayene, hemşirelik, gebe izlemleri, aile planlaması, aşılama, psikososyal destek ve ilaç temini hizmetleri verdik.
Güvenli hale gelen bölgelerde açtığımız kliniklerde sağlık yardımlarını sürdürüyoruz.
Sağlık hizmetlerinin devamlılığı kapsamında 2018 yılından beri ise TSK’nin operasyonları ile güvenli bölge haline gelen bölgelerde açtığımız Afrin – Cinderes Mülteci Sağlığı Kliniğinde ve Azez – Soran Anne Çocuk Sağlığı Kliniğinde jinekoloji, dâhiliye, pediatri, cildiye ve diş sağlığı alanlarında muayene ve tedavi hizmeti veriyoruz. 2020 yılının son ayında Tel Abyad-Suluk bölgesinde kurduğumuz sağlık merkezi ile de bölgenin sağlık hizmeti ihtiyacını karşılayarak çalışmalarını sürdürüyoruz. Aynı zamanda Türkiye’deki Suriyeliler için faaliyetlerine İstanbul, Gaziantep ve Şanlıurfa’da yer alan göçmen sağlığı merkezleri ve İstanbul ve Kilis’te bulunan toplum merkezlerimizde psikososyal destek ile sağlık danışmanlığı hizmeti vererek devam ediyoruz.
Suriye’de yaşanan insani dramda Suriye halkına her zaman destek olduklarını belirten Yönetim Kurulu Başkanımız Uzm. Dr. Yahyahan Güney, “Yıllardır kriz bölgelerinde çalışıyor, bağışçılarımızın desteği ile o bölgelere yardım götürüyoruz. Suriye de bunlardan biri. Açıklanan raporlara göre ülkede sağlık tesisleri hedef alınmaya devam ediyor. Altyapı yetersizliği ile yaşanan su sıkıntısı, hijyen koşullarının da kötüleşmesine neden olurken, koronavirüs salgını bölgede hayat şartlarını daha da zorlaştırıyor. Biliyoruz ki Türkiye, geçici koruma altındaki Suriyeliler başta olmak üzere dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülke oldu. Bu kapsamda gerek Türkiye’ye sığınan Suriyelilere gerekse Suriye’nin içerisindeki halka sağlık yardımlarımızı ulaştırdık, ulaştırmaya da devam ediyoruz. Halkımızın iyiliğini zorlu coğrafyalarda ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyor, bir nebze olsa da dertlerine derman olmak için çalışıyoruz. Aslında istiyoruz ki her insan kendi ülkesinde huzur ve barış içinde yaşasın. Bizim temennimiz Suriyeli kardeşlerimizin yarınları bugünlerden daha iyi, daha hayırlı olmasıdır.” dedi.
“Aslında hayattan kopmaktan değil, aileme destek olamamaktan endişe ediyorum.”
Suriye’de tanıştığımız Cemal de kendini şu şekilde ifade ediyor:
“Savaşın başladığı sırada 6 yaşındaydım. Suriye’nin kuzeyinde 5 çocuklu bir ailenin en küçüğüyüm. Bu zor şartlar altında okuyamadım ve şimdi aileme destek olmak için çalışıyorum. Bu mecburiyetin yanı sıra akşam eve sağlıklı bir şekilde dönebilmenin endişesi içindeyim. Aslında hayattan kopmaktan değil, aileme destek olamamaktan endişe ediyorum. Eğer bir gün fırsat bulursam yapacağım tek şey dünyada en çok kadın ve çocukların etkilendiği savaşları sona erdirmek olacak.”
Geçen her dakika çok önemli. Şimdi yapacağınız destek; bir annenin, bir çocuğun ya da bir insanın hayatını değişltirecek. İyilik hareketine sen de katıl.